Geriye dönmenin cazibesi

Aslında hep ileri bakmak...
Hedefe koşmak...
Ve yorulmamak...
Ne güzel.
Kim itiraz edebilir?
***
Fakat hız bazen adamın başını döndürür...
“Hız”la başa çıkmak, “sallanan bir beyin”le kolay değildir...
Durup nereye koştuğunu gözden geçirmek, hedefin başlangıçtaki hedef olup olmadığını tartmak lazımdır...
***
Ve geçmişte yaşamak!
Hastalık belki...
Gömülüp kalmak...
Çakılıp durmak...
Oyalanmak...
Zaman “hız”la geçip giderken...
***
Hadi dengeyi kurun kurabilirseniz...
***
Ne çok laf etmişizdir yıllar boyunca...
Ne çok sevinmiş ve ne çok üzülmüşüzdür...
Ve içinde çalkalandığımız heyecanlar...
Onların hepsi, ama hızlı, ama yavaş geride bıraktığımız yola çaktığımız çivilerdir...
***
Ben geçmişte yaşıyorum...
Geçmişte dolaşıyorum...
Sevindiğim köşe başlarını, ağladığım çıkmaz sokakları, heyecanla tırmandığım yokuşları...
Saatleri feda ettiğim ve demli çayların harman olduğu çay ocaklarını geziyorum...
Gevezeliklerimi hatırlıyorum...
Oralarda beliren simalarla konuşuyorum...
Onlara hedefi soruyorum...
***
Aslında hep ileri bakmak...
Hedefe koşmak...
Ve yorulmamak...
Ne güzel...
Kim itiraz edebilir?
***
Ama ölüm var...
“Hız”ı hizalamak...
Hedefi, koşarken gözden kaçırmamak için...
Durdum; geriye bakıyorum...
Zaten ben koşmasam bile...
“Son” hızla yaklaşıyor...

Dünya Hali
Murat Başaran
23 Ağustos 2006 Çarşamba
Türkiye Gazetesi