Birlikte yürüdüğümüz yolun uzunluğunu değil, yaşadığımız yolu hesapla!
Ben sana yağmur yağarken, gökyüzüne bakıp sevinmeyi öğrettim!
Sevinmeyi hesapla!
***
Gün gelir; ölürüm...
Yokluğumu hesapla!
***
Kâinat boşluğunun sonsuzluğunda ritmik bir noktacık; dünya...
Koca dünyada ritmik bir noktacık; kalbim...
Rabbimin “Hiçbir yere sığmam; oraya sığarım” övgüsüyle yüce...
Ve ama, hırsının örsünde vahşice;
Kırılmayı hesapla!
***
Başucundaki eski bir kitap gibiyim çocukluğunu fısıldayan...
Beni değil, kendini verirsin eskiciye!
Ve seni kime sorarlar sonra?
Sen kime sorarsın kendini?
Kaybolmayı hesapla!
***
Beni bulabilirsin belki...
Ama belki...
Güvercinlerin olduğu yerde;
Fatih’te, Eyüp’te veya Yenicami’de...
Bir avuç yemi savururken havaya...
Sessizce ağlarken,
Veya.
Bıraktığın yerde;
Bulabilmeyi hesapla...
***
İlla ki ölürüm...
Yokluğumu hesapla!
Dünya Hali
Murat Başaran
06 Nisan 2005 Çarşamba
Türkiye Gazetesi
Related Posts:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder