Serin bir nefesi, bir ağaç altında...
Bankta...
Yalnızlığa misafir olup...
Yaprakları dökülmeye devam eden bir ağaç altında...
Sarı sonbahar...
Serin ve hatta üşütmeye yakın/her an dayanamayıp kalkacakmış gibi...
Serin bir nefesi çekmek ve onu hissetmek ayak ucundan, beynin kıvrımlarına kadar...
Serin ve temiz...
***
Bir nefes daha, gözlerini kapatıp...
Yaprakların hışırtısı içinde/sessizliği dinlemek...
Sarı sessizlik...
Serin sessizlik...
***
Zamanı iç cebine koyup/bütün telaşlarıyla...
Zaman bir fotoğraf karesinde donmuş gibi...
Ama nefes almak özgürce...
Her seferinde daha serin...
Daha temiz...
Daha sonbahar...
Daha yalnız...
***
Akıp giden hayatı boşverip/oralarda bir yerlerde bırakıp...
Bir ağaç altında, yaprakları dökülmeye devam eden...
Üşümenin tadına varmak...
Birbirinden güzel nefeslerle...
Yavaş yavaş...
Hiçbir şey düşünmeden/üşümenin ve yalnızlığın kucağında...
Sonbaharın sarı aynasında...
Gözlerini kapatıp...
***
Bu bank...
Her gün geçip gittiğin ve görmediğin...
Ne işe yarar diye dert ettiğin belediyenin, en büyük hizmeti hâlbuki...
Tam da bu ağacın altında...
Sen gelip hayatı anlayasın diye...
Geç olmadan...
***
Bir nefes daha...
Serin ve temiz...
Belki son nefes...
Tadına vara vara...
Dünya Hali
Murat Başaran
15 Kasım 2006 Çarşamba
Türkiye Gazetesi
Related Posts:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder