Ömer Çetin Enginhttp://www.saatlimaarif.com/Bu asırda bir evliya mı?.. Onları herkes göremez, tanıyamaz diye duyardım küçüklüğümden beri… Büyüyüp, tasavvuf kitaplarını okuduğumda bunun doğru olduğunu anladım... Evet, onları tanımak nasip işi ve herkes kavuşamıyor buna… Milenyumun yakınlarında bir yerde, zamanın bütün çirkefliğine bulaşan ben, bir evliyaya kavuştum, evet… Açık kerametlerini gördüm… Bu birkaç bölüm sürecek yazıda o hidayet...
Hâbil amca -2- Yıldızlarda seksek oynamak
In Hâtıralar17 Mayıs 2009 Pazar
İşte sonsuza endeksli işaret… İki yönlü bir işaret bu… Abdülhakîm Efendi hazretleri bu hitaplarıyla; Habil amcayla olan kalbî yakınlığını ve nasıl bir devlete kavuştuğumu, kıymetini bilmem gerektiğini anlatmış oldular... Habil amca da efendisinin rüyada böyle hitap edeceğini biliyorlardı şüphesiz ilk tanıştığımızda... Gördüğümüz kâinata tutsak olan bizlerin anlayamayacağı bir anlaşma şekli… İlki bu… İkincisi ise… Niye bu isimle hitap ettiklerinin...
Hâbil amca -3- Kabirden gelen ses
In Hâtıralar17 Mayıs 2009 Pazar
Allahım… Nur yağıyor hayatıma… Sana yarattıkların adetince şükür olsun… Onların sevgisi ve feyzleriyle İslamiyet'e uymak ve günahlardan kaçmak kolaylaşıyor, onu fark ediyorum… Hep yanlarında bulunmak istiyorum. O derya gibi kalbe dalmak, inci mercan çıkarmak artık işim… Belki köpekliğimden de böylece kurtulabilirim…Gittikçe baba-oğul gibi olduk… Teklifsiz gidebiliyorum artık. Onlar da rahatlıkla her hassas konuya giriyorlar. Şefkatleri...
Hâbil amca -4- Buluşma vakti
In Hâtıralar17 Mayıs 2009 Pazar
Efendi hazretlerinin kabrini çevreleyen demir parmaklıklara dev bir şey dokundu sanki... Ses parmaklıkların başımın üzerindeki kısmından başladı ve bir anda dört tarafını büyük bir süratle döndü. Hemen ayrıldım… Habil amcalara anlattım bu büyük kerametlerini… Şaşırdılar… — Evladım kabrin içinden ses duyduğuna emin misin?— Evet efendim, eminim…Şaşkınlıkları devam etti ve – Mübarek olsun diyerek, Efendi hazretlerinden, kabirden ses duyanlarla...
Hâbil amca -5- Aşk hikâyesi
In Hâtıralar17 Mayıs 2009 Pazar
(Ben çayları tazeleyeyim, siz dinlemeye devam…)— Askere gidecektim. Hanımı nereye bırakacağım diye kara kara düşünüyorum. Bir gün hanımla Efendi Baba'ya gittik. Biz içeride sohbetlerini dinlerken, hanım da diğer hanımlarla başka odada sohbet ediyorlardı. Efendi'nin hanımı Bedia annemiz vardı. O bizim hanıma demiş ki, - Habil bizim oğlumuz sen bizim kızımızsın... Habil seni bize bırakıp askere gitsin. Bitirdikten sonra gelsin emaneti teslim...
Hâbil amca -6- Cennet bahçesine girmek istiyorum
In Hâtıralar17 Mayıs 2009 Pazar
Süleymaniye camiinde bir gün namaz kılarken bir genç yanlarına yanaşıyor. — Amca ben size bir şey sormak istiyorum… — Tabi, sor evlat, diyorlar… — Necip Fazıl Kısakürek'in kitabında farz borcu olanın sünnetlerinin kabul olmayacağını, sünnet namazları yerine kaza kılması gerektiğini okudum ve birkaç aydır öyle yapıyorum. O da hocası Abdülhakîm Arvâsi hazretlerinden böyle öğrenmiş. Acaba doğru mu yapıyorum?.. (Şu gencin nasibine bakınız....
Hâbil amca -7- Güneş ufka yaklaştı
In Hâtıralar17 Mayıs 2009 Pazar
Bir hadis-i şerif var: Evlada yapılan babaya yapılan gibidir…Seyyid bir arkadaşım evlenecekti. Eli sıkışık. Utana sıkıla durumunu izah etti. Allahım… Böyle fırsat kaçar mı?.. Ama bende de yok ki… Rabbim aklıma getirdi işte… İşyerimle konuştum. - Ben senelik iznimi kullanmasam, yerine ücretini verir misiniz?.. Kabul ettiler… — Bir de peşin verir misiniz? El cevap: Hay hay…Parayı aldım… Uçarcasına seyyid arkadaşımın yanına gittim. Biliyorum...
Hâbil amca - 8 - Perşembe’ye düğünüm var…
In Hâtıralar17 Mayıs 2009 Pazar
İşyerimde idim… Telefonun acı çalması nasıl olurmuş anladım. – Ömer abi… Habil amca… Kalp krizi… Hastaneye kaldırmışlar… Durumu ağır…Yüreğim bin parça… Hemen telefon açtım. Görüşmek istedim. Odasına aktardılar. Telefona çıkan arkadaş – Abi doktorlar görüşmeyi yasakladılar, dedi. – Benim aradığımı söyler misiniz, dedim. Öğrenince telefonu istemişler, hatırımı sordular… Teselli ettim. – Hemen geliyorum efendim dedim. – Pekâlâ buyurdular.Atladık...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)