Şiir

Şiir
Ben Osmanlıyım

Okudum Not Aldım

Okudum Not Aldım
Hayatta İki Şey

Türkçe... (Mi?)

Türkçe... (Mi?)
Tehlike...

Okudum Not Aldım

Okudum Not Aldım
Ne Çıkar Ateşböceği Sansalar Bizi…

FAVORİ ÜZERİNE

25 Nisan 2013 Perşembe


Yeşilay Dergisi – Ağustos 1976 – Sayı: 513
Doç. Dr. Asaf ATASEVEN
Favori, Fransızca kelimesinin lisanımızda kullanılması, erkeklerde sakalların kulak önünde çene köşesine doğru uzatılması (1), yüzün her iki tarafında bırakılan sakal demeti (2) manasına gelmektedir.
Bugün köylüsü, kentlisi, işçisi, memuru, genci, yaşlısı, ağarmış saçlısı, siyah saçlısı favori uzatıyor veya Biş bırakıyor. Bu bir moda mıdır? Acaba ne mana ifade ediyor? Zannediyoruz ki, kimse ne mana ifade ettiğini bilmiyor. Berberler adeta erkeklerin saç, favori ve biş uzatmalarını teşvik edici davranıyor; Kadın kuaförlüğü gibi bir erkek kuaförlüğünün doğmasından pek memnun görünüyorlar.
Favori, eski devirlerde hristiyan şövalyelerde bir remiz, bir asalet ifadesi kabul ediliyordu. Bir şövalyenin favorisi ne kadar uzunsa o kadar asil yani o kadar Müslüman-Türk öldürmüş demekti. Bunu bilen ecdadımız favoriyi küfrün remzi kabul etmişti. Burada bir hatıramı zikredeceğim.
Sene 1958 yedek tabib olarak Erzurum’da görevimi yapıyorum. Cemal Gürsel 3. ordu, Mithat Akçakoca Kolordu kumandanı, gayretli bir albayımız var; fakat bıyıktan hoşlanmıyor. Bütün kaytan bıyıklı yedek teğmenlerin bıyıkları kesildi. Sıra bizimkine geldi. Bir gün bıyıklarımı kestirmem için emir verdi. Ben dedim. Bulduk iç hizmeti beraber okuduk: Vaz-ı kanun subaya, yasaklıyor diyordu (3). Ertesi gün buna rağmen bıyıkları bir daha kesmemek üzere kestik. Bu tarihten sonra subaya yasaklanan konular üzerinde düşünür oldum. malum. YANİ ÇENEDE SAKAL BIRAKMAK PAPAZ ÂDETİ, ya favori? O zaman Türkiye’de bir tek favorili insan mevcut değildi. Bir gün M. Akçakoca Paşa teftişe geldi. Ve bir brifing yapıldı. Ben paşaya sordum. Paşa, dedi. Favoriyi o zaman öğrenmiştim.
Bugün birçok dostlarımız favori uzatıyor, biş bırakıyor; tabii bilmeden yapıyorlar. Bazen soruyorum. meseleyi izah ediyorum. <Öyle mi?> diye hayret edenler oluyor. Bazı kimseler diye bilmeden bir kompleksi ifade ediyorlar. Hâlbuki dedelerimizin adetleri; onlara sırt çeviriyoruz. Onları yaşatsak nerede, bunları önce Avrupalı yapmalı ithal malı gibi bize oradan gelmeli. Dedelerimizin bir sakalı vardı. Bugün gençlerimiz sakal bırakıyor. Fakat bu dedelerinki değil, Turistlerinki, onlara benzemek gayreti.
Belki bütün bunlar ufak şeyler, teferruat diyecekler olabilir. Her şey ufak olabilir. Ama bu ufaklar birleşir büyür, milletleri millet yapan örf, adet ve gelenekleri teşkil eder. Bugün, örf, adet ve geleneklerimizi tanımayan bir anayasa mahkemesine rağmen her millet gibi bizde de geleneklerimizin yaşadığını, yaşatıldığını görmenin hasreti içindeyiz.
___________________________
(1) Danişmend, İ. H., Güntekin, R.N.,Delilbaşı, A.S. ve Ataç, N.: Fransızca Türkçe resimli büyük dil kılavuzu. Kanaat Kitabevi. İstanbul cilt 1 sahife: 519.
(2) Meydan Larousse cilt 4. Meydan yayınevi İstanbul. 1971 sahife: 548.
(3) Türk Silahlı Kuvvetleri iç hizmet kanunu ve yönetmeliği. 3. baskı Genel Kurmay -Basımevi Ankara 1969. Madde 34/d (Sahife 13) ve madde 84 (sahife 9)

0 Yorum:

Yorum Gönder

 

2009 ·Vefâ Arşivi by TNB